Bilmem, zamanında çok bilmem gerekti, artık bilmiyorum.



Tahta kurşun kalemleri silinip gidiyor olmaklıkla suçlayıp tükenen tükenmez kalemler almış herkese biraz sitemliyim bugün, en azından arada sırada ellerle kavuşsaydı diye düşündüm.
öyleyse sözüm söz ilk fırsatta tüm sitemlerimi tahta kurşun kalemlerle yazıp kağıdından gemi yapacagım, bir sürü gemim olur sanmayın, artık içimde tutmuyorum. Bu sebeple bir küçük gemim olacak suya bırakacağım, sonra suyu suyla arındıracağım ve tüm sitemlerim yüreğim gibi silikleşecek. Sonra kurutacağım ve o tükenen tükenmez kalemlerden alacağım elime, bir bir halkalar geçirir gibi birbirine yeni sözler ekleyeceğim, hayır kullanılmış bir tuvali boyayıp yeniden kullanmak gibi olmayacak ne yazdıysam silik de olsa yerini koruyacak, yarı nemli kağıtta mürekkebim gezinecek ve de, coğrafyasını tanımak istercesine.

çoktan söylenmiş ve sonrasında çözüme ulaşmış yahut ulaşmamış sitemlerimin coğrafyasını bilmiyordum ben, yer yön duygum zayıftı tıpkı sevgiden sebep zayıf düşen gücüm gibi... Şimdilerde nerde ne zaman nasıl yön alabiliyorum şaşarsınız; fakat nemli bir kağıtta yol alan mürekkep gibi gezinen düşünceler sitemlerime karışıyor son zamanlarda. Ne kadar ahmak mıydım, kader miydi?
nemli sitemler coğrafyasında yeni düşünler silsilesi ve yettirilemeyen zaman. Kurşunun izi kalıyor yazılar silinse de o yüzden kağıda mıhlayacağım sitemlerimi suya karışmayacaklar, böylece yalnızca gömülür yazılanlar.. yeni düşünler ise bir yol bulacaklar coğrafyalarını tanıdıkça. Zeminin yapısını kavradıkça aynı yerlerde takılmayacaklar tümseklere yahut düşmeyecekler çukurlarına...

Sitemlerin ardına "ilkin günahı olmaz ama bir daha düşülmesin " yazacağım.
6 harfli eylemin ne denli derine kazınacağını anlatacağım çukuru silinmeden sözlerin, ve nice sitemin  ne kadar kolaylıkla silinebileceğini yazacağım- çukurları silinmeyecekse de-.
"Üzülme kalbim, elimden dikiş gelir benim" diyeceğim sonra yorgun yüreğime, belki biraz tuhaf ve eski moda kalacağım ama bunu yazacağım tükenmez kalemle; sonrasında neminde dağıldığı kağıdın  mürekkep deseni dikişin modelini belirleyecek.. Aynı yerden yara almayacağımı biliyorum ve 6 harfli eylemin öznesi de belirtili nesnesi de benim artık... Çünkü "sevmek" başkasını, dehşet tehlikeli bir eylem. Hele ne büyük sancısı kendi coğrafyanda iklim tutturamadıysan. Avantajlı tek yanı; oturmuş bir iklim olmadığını biliyorsan, kavruk sıcağın, kar kış kıyametlerin yahut yağışlı felaketlerin her biri eşit olasılıkta karşılanıyor tarafından. Ancak şemsiyeni, üstelik zaten fırtınada savunmasız kalmış olan şemsiyeni, ateşe verip gidince anlamak eylemi mümkün olmuyor. Ve geride bırakıp her şeyi, ve sonunda satıra dökebilmek bilmem kaç gün fazlasıdır beş ayın. Bir anlamı da yok sahi, az evvel parmaklarımla sayıverdim geçen ayları. Oysa gözlerimin ışıltısı, neşeli bir şarkının tınısı nasıl olurdu da eski bir hikaye olarak son bulurdu...

Bilmem, zamanında çok bilmem gerekti, artık bilmiyorum. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İnşaat tozu, yedi günümün yedi'si ve sekizinci günün şafağı

bu yazıların kıvamı hiç tutmuyor.